Doğum Günleri…

Doğum Günü Pastası

Yazmaya ara vermiştim uzun zamandır. Bir türlü vakit bulamadım bilgisayarın başına oturmak için. İşlerim bu ara çok yoğundu. İlk bulduğum vakitte oturdum ve yazmaya başladım. Ne zamandır aklımda olan bir başlıktı doğum günleri.

Doğum günleri neden özeldir? Neden kutlanır?

Ufak çaplı bir araştırma yaptım ve doğum günü kutlamasının eski Mısır’a dayandığını buldum. Firavunlar taç giydiğinde tanrı olarak yeniden doğduklarına inanır ve o günü kutlarlarmış. Bundan şu sonuç çıkıyor aslında sadece o gün kutlanıyor. Her sene her sene kutlama yapılmıyor. Tabii toplum olarak herhangi bir şey için kutlama yapmak için bize hay gerek.

*Hay gerek: Sudan sebep olsun yeter.

Evdeki albümleri döktüm tek tek baktım fotograflara. Yaşım pek genç olmadığı için albümlerde fotograflarım var yani. Hepsi dijital değil. Korktuğum başıma geliyor yaşlanıyorum. Genç kalmaktı oysa ki bu hayatta amacım.

Doğum günü fotograflarımdaki kişilere bakıyorum hepsi aileden. Annem, babam, teyzem, halam, dayım, amcam, anneannem, babaannem, dedem, komşular, annemin mahalleden gıybet arkadaşları vs vs. Bir tane benim yaşımda kimse yok fotograflarda. Pastanın başında olmasam kimin neyi kutladığı bile belli değil fotograflarda.

Zaten oldum olası sevmem kutlamaları. Bana sanki yük o kutlamalar. Hani çocuğum aklımda yetmiyor ya üstün zekalı aile bireylerim kendince benim adıma kutlama kararı veriyor. Zaten o kutlamalarda pasta başına alınıyor mumu üflüyor sonra kayıplara karışıyorum.

Aman sen de ne kadar odun duygusuz bir adamsın be der gibisiniz. Doğru ve yanlış.

Doğru olan kısmı artık odunlaştığım. Yanlış olan ise kimsenin içinde duygu bulamadığı bazı durumlarda benim duygu yükünden gözlerimin dolması. Öldürüyorum daha doğrusu öldürmeye çalışıyorum ama kolay ölmüyor duygular.

Çocukluğumda yine bir doğum günü organizasyonu yapılmış. Konu komşu akraba herkes gelmiş. Bu gelenler annemin çevresi yanlış olmasın içinde bana ait kimse yok. Hani bahsettiğim kutlamada yaşım o kadar da küçük değil 10-11 yaşlarındayım. Davet etsek gelecek çokça arkadaşım var. Neyse dedikodu makinesi kadınlar toplandıkça toplandı. Pasta börek vs yapılmış. Beni çağırdılar. Gittim mumu üfledim ufak bir alkış. İyi ki doğdun şarkısı falan hemen uzaklaştırıldım masa başından. Servis tabakları hazırlandı herkese verdiler bana da bir tabak geldi tabii. Eee o kadar da olsun değil mi doğum günü benim neticede. Sonra bana bir köşede oturmam söylendi. Başladılar dedikoduya. Aman falanca şöyle yapmış, onun kocası şöyle, onun bacısı böyle, onun anası böyle diye uzadı gitti. Baktım sığıntı gibiyim. Sanki bu birleşim için bir sebep aranıyordu ve benim doğum günümü buldular. Hayır sanki az günahım var gibi bir de dedikodu günahları için birleştikleri gün benim doğum günüm.

Aşağı yukarı lise yıllarıma kadar kutlanan tüm ama tüm doğum günlerim bu şekilde geçti. Altın günü dedikodu tayfasının yıllık olağan birleşmesi için beni kullanıp durdular. Arkadaşlarımın doğum günleri olurdu giderdim ama yok arkadaş böyle güzel kutlamalar. Mum üflenir anne pastaları servis eder yanımızda bile durmazdı. Biz arkadaşlar hep bir arada yalnız kalır sözüm ona eğlenecek bir şey de yok ama eğlenirdik diyelim. Benim doğum günlerime katılan arkadaşım hiç olmadı ama sağolsunlar beni davet ettiler kendi doğum günlerine haklarını yiyemem.

Doğum günü kutlamalarım bana kötü birer anı olarak kaldı bu yüzden. Yavaş yavaş zaten soğudum. Ne o öyle yalandan gülüşler, yapmacık tavırlar falan. Lan zaten bizim ülkede bir yıl daha yaşayabilmek yeterince kutlanılacak bir durum değil mi? Ayrıca kutlamaya ne gerek var? Bu sene de ölmedik der derin bir oh çeker bir sonraki yaşına devam edersin.

Gelelim şimdiki zamana. Evliyim ve eşim kendi doğum gününde benden kutlama bekliyor. Her seferinde de bu içimdeki öldürülmüş doğum günü duygusu yüzünden pek bir şey yapamıyorum. Haftaiçine denk geliyorsa aman işte haftasonu olsun diyorum falan geçiyor gidiyor. Bozuk atıyor bana tabii. Bende ona ne olursun sende benim doğum günümü kutlama yok say öyle bir günü. Hadi bu durum neyse bir şekilde üç beş gün tavır surat asma falan geçiyor.

Önemli konu çocuklarım. Bu ölü duygularımı görsün istemiyorum onlar. Benim ailem o duyguları öldürdü diye bende onlarda o duyguları öldürecek değilim. Kızım 4 Oğlum 2 yaşında. Kutlama yaparken en hassas davrandığım konu arkadaşlarının kutlamalarda bulunması. Aile eş dost akrabalarla değil kendi arkadaşları ile o özenle hazırlanan masanın başına doluşsunlar her biri bir taraftan çeksin pastayı böreği çöreği her neyse işte. Elleriyle dalsınlar pastanın üzerindeki çileklere. Yüzleri gözleri elbiseleri çikolata olsun. Amaç kutlama ise tadını böyle çıkarsınlar. O yaşta canları ne istiyorsa onları yapsın. Alsın o küçük kurabiyeleri atsınlar birbirlerine. Amaç bu olmalı. Resmi kamu protokolleri uygulansın istemiyorum. Çabam doğum günleri ile alakalı bu olacak.

Bugün olmuş kimseden bir kutlama beklemem doğum günlerimde. Ne diye bekleyeyim bende önemi yok arkadaş bunun yok yok. Bir de benden kutlama bekleyenler var. Onlara ya ben böyle bir adamım bende bu duygu ve düşünce yok desem de ufak çaplı sitemlerden kendimi kurtaramıyorum.

Geriye dönüp baktığımda bu duygumun nasıl el birliği ile öldürüldüğünü görüyorum sadece. Nasıl yok edildiğini. Aklıma geldikçe midemin bulandığı bile oluyor. Güzel hatırlanması gereken özel günler vardır bunlardan birisi de doğum günleridir belki ama ben o günleri mide bulantısı ve iç sıkılması ile hatırlıyorum.

Bizi bir sonraki güne hazırlayan geleceğin geçmişi silme durumudur esasen ancak benim geçmişte yok edilen bu duygularım gelecektekileri de yok etti.

Kalan güzel duygularla yaşamaya devam…

Yorum bırakın